Volkan Demirel: Kaleden Kaleye Uzanan Fenerbahçe Serüveni
Türk futbolunun son 20 yılına damga vuran isimlerden biri olan Volkan Demirel, Fenerbahçe ile özdeşleşmiş bir figür olarak tarihe geçti. Kimi zaman yaptığı kurtarışlarla, kimi zaman ise saha dışındaki tavırlarıyla gündem olan Vokan'ın sarı- lacivertli formayla geçirdiği yıllar, bir futbolcunun bir kulüple kurabileceği en derin bağlardan birine işaret ediyor.
Kale Arkasında Başlayan Efsane
Volkan Demirel, 2002 yılında Kartalspor'dan transfer edildiğinde kimse onun bir gün Fenerbahçe'nin simge isimlerinden biri olacağını tahmin etmiyordu. İlk yıllarında kalede Rüştü Reçber gibi bir efsanin gölgesinde kalan Volkan Zamanla sabrı ve çalışkanlığıyla formanın as sahibi oldu. Özellikle 2007-2008 sezonunda Şampiyonlar Ligi'inde Fenerbahçe'nin Çeyrek finale çıkmasında büyük pay sahibiydi. gece Sevilla karşısında penaltılarda gösterdiği performans hala hafızalarda.
Lidrlik ve Tartışmalar
Yıllar geçtikçe Volkan sadece bir kaleci değil, aynı zamanda takım kaptanı, saha içi lideri zaman zaman teknik ekibin yardımcısı gibi hareket eden bir karaktere dönüştü. Bu yönüyle hem taraftarın gözünde ayrı bir yere sahip oldu hem de rakip takımların ve futbol kamuoyunun en çok konuştuğu isimlerden biri haline geldi.
Elbette tartışmalar da ondan eksik olmadı. Agresif yapısı ve zaman zaman medyaya yansıyan olaylarıyla zaman zaman eleştirildi. Ancak bu yönü onu sevenler için "takımını her şeyin üstünde tutan bir savaşçı" kimliğinin parçasıydı.
Teknik Direktörlükte de Fenerbahçe izleri
Futbolculuk kariyerinin ardından Fenerbahçe'de yardımcı antrenörlük yaparak teknik adamlık serüvenine başlayan Volkan Demirel, burada da kulübe olan bağlılığını sürdürdü. Teknik ekibin bir parçası olarak geçirdiği dönem, onun saha kenarındaki liderlik vasıfların daha da belirgin hale getirdi ardından Fatih Karagümrük ve Hatayspor'da teknik direktörlük görevlerine gelerek kendi yolunu çizmeye başladı. Fakat nerede olursa olsun, Fenerbahçe ile kurduğu gönül bağı, onun hem futbolcu hem teknik adam kimliğinde hep bir temel taşı olarak kaldı.
Sonuç
Volkan Demirel'in Fenerbahçe ile ilişkisi sadece bir " forma giymek" hikayesi değil, bir aidiyet, bir mücadele ve bir sadakat öyküsü. Bugün saha kenarında teknik direktör kimliğiyle görsek de, o sarı- lacivert forma ile kurduğu bağ, futbol tarihimizin en özel hikayelerinden biri olarak kalmaya devam ediyor.
No comments:
Post a Comment